29 Haziran 2016 Çarşamba

Sofar Birmingham

Uzuuuun bir ara verdiğim blog'uma geri dönüş yapmak istedim. Yazacağım çok şey var arada vaktim olmadığı için yazamadığım ama ilk olarak dün gittiğimiz Birmingham Sofar'la başlamak istedim. Öncelikle Sofar'dan kısaca bahsedecek olursak; Sofar (Sounds From A Room), ünlü olmayan ama yetenekli yerli müzisyenlerle tüketim kültürü üzerine kurulu konserlerden kaçacak yer arayan müzikseverleri bir araya getiren oldukça mütevazi bir etkinlik. 2009'da Londra ve Chicago'da başlayan bu etkinlik serisi şu an Dünya çapında 160 şehirle devam ediyor. 



Sofar'ın konsepti sürprizler üzerine kurulu. Konserde kimin sahne alacağını ya da mekanın neresi olacağını son ana kadar kesinlikle bilmiyorsunuz. Yalnızca bir tarih açıklanıyor ve mail üzerinden yer ayırtıyorsunuz. Konserler çoğunlukla ücretsiz, dolayısıyla hızlı davranan yeri kapıyor. İngiltere'de sistem oldukça düzgün işlediğinden ben de Birmingham ayağı için başvurumu yaptım ve 2 kişi için kabul edildik. Etkinliğin Birmingham ayağı ücretsiz değildi; en azından bu seferki değildi. 2 kişi için 20 pound gibi cüzi bir miktar ödeyerek yerini son gün öğrendiğimiz Birmingham'daki eski ve oldukça büyük bir pub'a gittik.



Sahneye kimin çıkacağını o ana kadar bilmiyorduk. Etkinliğin açılışında 3 farklı performans olacağını öğrendik ve ilk olarak yeni albümü çıkan Hattie Briggs 'i dinledik. Country tarzında müzik yapan Hattie o kadar mütevaziydi ki, bir kez daha bu oluşumun gerçekten iyi müzik dinlemekle ilgilendiğini, dış görünüşün değil içeriğin önemli olduğunu görmüş olduk! Sözleri birbirinden anlamlı 4 şarkıdan sonra Hattie sahneyi Koet the Poet'e bıraktı. Koet, bir öncekinden tamamen farklı olarak hip hop söyledi ve sahneyi ateşleyerek 50-60 civarındaki seyirciyi coşturdu. Bu arada performanslar arasında 10-15 dk aralar oluyor ve bu esnada performansı yapan kişilerle konuşabiliyorsun, imza-cd alma, networking yapma vs. çok eğlenceli ve entellektüel bir ortam oluyor.




Bu 4 şarkılık eğlenceli sahneden sonra daha slow pop tarzında ve tecrübeli olduğu belli olan Simon Gregory sahne aldı. Sözleri yine çok anlamlı olan, birbirinden hüzünlü 5 şarkılık performansın sonunda etkinlik sona erdi. Tüm şarkılar gayet sessiz, konsantre bir ortamda akustik olarak söylendi. Oldum olası performans esnasında dinlemeyenlere, kalkıp gidenlere, telefonla oynayanlara vs çok gıcık olan bir insan olarak uzun zaman sonra sahnedeki insana bu kadar saygı duyulan bir ortamın ruhuma iyi geldiğini belirtmeden geçemeyeceğim!



Bu arada, Sofar, 2013'te İstanbul'da da başlamış aslında ancak kim nasıl yapıyor bilemiyorum. Bizde hiçbir sistem işlemediği gibi bu da işlemiyor ne yazık ki...Ben birkaç kez kayıt oldum, ilk başta cevap bile gelmedi, sonra kabul edildiniz dendi ama yer bilgisi gelmedi; en sonunda da maillerime cevap verilmedi! Sizden katılmak isteyenler varsa umarım daha şanslı olursunuz da bu samimi-akustik ortamda kaliteli-farklı müzikleri dinleyebilirsiniz. Unutmadan son dönemin favorisi Kalben'in de Sofar'dan çıktığını hatırlatayım ;) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder