9 Şubat 2014 Pazar

Gurmebüs ile Lezzete Yolculuk 3

Sirkeci Rotası

Gurmebüs'ü ilk başladığından bu yana takip ediyorum ve programım uyduğunca farklı rotalara katılmaya çalışıyorum. Bu ay Sirkeci rotası olduğunu öğrendiğimde büyük bir iştahla katılmaya karar verdim :) Sirkeci rotasındaki lezzet duraklarımız sırasıyla Virginia Angus, Malatya Pazarı, Hacı Bekir Lokumcusu, Çiğköfteci Ali Usta, Kasap Osman, Rumeli Köfte, Şehzade Erzurum Cağ Kebabı ve Hafız Mustafa oldu.



Sirkeci rotasındaki ilk durağımız Mercan Yokuşu'nun sonunda yer alan Virginia Angus oldu. Sirkeci gibi tarihi bir yerde Angus ne alaka dediğinizi duyar gibi oluyorum; merak etmeyin ekipteki herkes aynı şeyi düşündü. Adapazarı'ndaki özel çiftliklerde yetişen Anguslar, Sirkeci'deki bu küçük dükkanda tüketicilere servis ediliyor. Küçük bir dükkan deyip geçmeyelim, Virginia Angus'u Doğuş Grubu'nun satın aldığını hemen belirteyim. Ferit Şahenk burger'ları o kadar beğenmiş ki ilk işi Nişantaşı şubesini açmak olmuş; şube önümüzdeki hafta açılıyor. Benim fikrimi sorarsanız; bu ara o kadar çok burger'cı açıldı ki artık birbirlerinden pek bir farkları kalmadı bence. Yalnız diğerlerinden farklı olarak inanılmaz lezzetli bir sucukları var. Sucuğun içinde fıstık ve ceviz var, alırsanız bunlar ne diye şaşırmayın.











Virginia Angus'ta burger'larımızı yedikten sonra yolumuza Mısır Çarşısı'ndaki Malatya Pazarı ile devam ettik. 1932 yılında Hüseyin Palancı tarafından Malatya'da kurulan Malatya Pazarı, öncelikle yörede yetişen kayısı, üzüm, ceviz, badem, pestil gibi ürünleri üreticiden toplayarak satışını gerçekleştirdi. 1994 yılında kurumsal bir yapı kuran Malatya Pazarı için günümüzde tüm Türkiye'de markalaşan ve tanınan tek kuruyemişçi diyebiliriz.















Çeşit çeşit kuruyemişlerimizi yedikten sonra yolumuza Hacı Bekir Lokumcusu ile devam ettik. Osmanlı ve Türk şekercilik zanaatında markalaşmış Hacı Bekir ismi, günümüzde "şekercilik ekolü" olarak anılıyor. Kastamonu'nun Araç ilçesinden İstanbul'a gelerek 1777 yılında Bahçekapı'da açtığı küçük şekerci dükkanında, lokum, akide gibi şekerlemeleri bizzat imal edip satmaya başlayan şekerci Bekir Efendi, bugün iki asrı aşan bir maziye sahip. Hacı Bekir Lokumcusu, şehrin en eski işletmesi ve aynı zamanda Avrupa'nın en uzun süredir açık dükkanı gibi ünvanlara da sahip. Hacı Bekir Lokumcusu'nu en yakın arkadaşlarımdan biri vasıtasıyla üniversitede tanımıştım, o gün bugündür de akide şekerlerinden vazgeçemem. Ancak nasıl oldu da kaymaklı lokumu atlamışız, hiç bilemiyorum :/ inanın kendime kızdım! Siz de şimdiye kadar hiç denemediyseniz çok şey kaçırmışsınız demektir, hemen en yakın Hacı Bekir'e gidin...











Bu kadar tatlının üzerine şeker komasına girme sınırına gelmişken imdadımıza çiğ köfteci Ali Usta yetişti. Ali Usta'nın dükkanı ufacık bir yer ancak önemli olan dükkandan ziyade kendisi! Youtube'a çiğ köfteci ali Usta yazın ve çıkan videoyu izleyin, ne demek istediğimi anlayacaksınız :) Çiğ köfte için sıraya girdiğinizde eğer sıra yamuksa Ali Usta bağırıyor ve sıradaki herkesi azarlıyor! Baktı ki çok beklediniz, hemen elinize bir tutam marul ve çiğ köfte veriyor :) Çiğ köftesi oldukça lezzetli; eğer ben lezzet için her türlü manyaklığa katlanırım diyorsanız mutlaka uğrayın! Yerini şöyle tarif edeyim; Eminönü’ndeki Ana Postane’nin karşısında Kral Kokoreç‘i arkanıza alın ve soldaki ilk sokaktan girin. (Mimar Vedat Sk.) Ali Usta’yı hemen solunuzdaki hanın girişinde göreceksiniz. Zaten kime sorsanız gösterir...










Yolumuza Hocapaşa Meydanı ile devam ettik. Burada Kasap Osman'da bizim için hazırlanan uzun masamıza oturduk ve Kasap Osman'dan döner; Namlı Rumeli Köfte'den köfte; Şehzade Erzurum Cağ Kebabı'ndan kebap ve son olarak Hafız Mustafa'dan baklava yedik.

Kasap Osman, yarım asırlık geçmişi ile Hocapaşa Meydanı'nın tarihi noktalarından biri. Uzun yıllar kasap dükkanı olarak işletilen mekan, et konusundaki uzmanlığını döner ve kebap çeşitlerinde kullanmak için yaklaşık 20 yıl önce restauranta dönüşerek meşhur dönerini servis etmeye başladı. Mekanın sahibi olan Osman Bey aynı zamanda Hocapaşa Mahallesi'nin muhtarlığını da yapıyor. Kasap Osman'ın döneriyle ilgili söyleyeceğim tek şey: mutlaka yiyin! Hayatımda yediğim en iyi dönerdi diyebilirim...










Hocapaşa Meydanı'nın bir başka lezzet noktası olan Namlı Rumeli Köfte'nin köftelerinin nam-ı Hocapaşa sınırlarını çoktan aşmış. 30 yıllık tarihi ile esnaf lokantası kültürünü günümüze taşıyan özel yerlerden biri olan Namlı Rumeli Köfte, çalışma saatleri açısından da sürprizlerle dolu. Kapanış saati sabit olmayan mekan, köfteleri bitirir bitirmez dükkanı kapatıyor. Oldukça lezzetli olan bu köfteleri denemek isteyenler varsa akşama bırakmasın, öğle yemeğine gitsin derim. Bu arada Vedat Milor'un de Namlı'yı tavsiye ettiğini eklemeden geçmek istemiyorum ;)











Köftemizi ve dönerleri afiyetle yedikten sonra masamıza cağ kebap geldi. Yarım asırlık başka bir durak olan Şehzade Erzurum Cağ Kebap'ın mönüsünde sadece cağ kebap var. İstanbul'daki ilk cağ kebap yapan yer olarak da tarihe geçen mekan Pazar günleri kapalı. Çok yağlı olduğu için oldum olası cağ kebap sevmemişimdir ancak burada farklı yapıyorlar; insanı boğan o yağ dokusu yoktu ve daha hafifti. Sevenler için bir lezzet noktası olabilir...











Bu kadar yemeğin üzerine hala yemeye devam etmemiz takdire şayan değil mi? :) Gurme olmak zor zenaat :P Son olarak 150 yıllık bir mekan olan Hafız Mustafa'dan baklavalarımız masamıza geldi. Tatlı dışında ilk defa poğaçayı imal etmesi ile de bilinen Hafız Mustafa, Sirkeci bölgesinin en önemli lezzet duraklarından. Baklavanın daha iyilerini çok yedim (bir İmam Çağdaş; Karaköy Güllüoğlu gerçeği var neticede) ancak fotoğrafta da görebileceğiniz gibi fıstıktan kısmamışlar :) Bir de baklavanın şerbetini çok iyi ayarlamışlar; hiç ağır gelmiyor.

Tatlımızı yiyip çayımızı içerek bir Gurmebüs'ün daha sonuna gelmiş olduk. Sirkeci'deki lezzet duraklarına uğradık ve bol bol yedik ancak turla ilgili eklemek istediğim bir şey var. Sirkeci rotasında, Sirkeci'nin en ünlü ve en özel restaurantları olan Pandeli ve Orient Ekspres'in olmaması bana bir eksiklik gibi geldi. Bundan sonraki turlar için rotaya eklenmesinin önemli olduğunu düşünüyorum...En keyifli otobüs olan Gurmebüs yolculuğuna katılan herkese şimdiden afiyet olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder