30 Aralık 2013 Pazartesi

Budapeşte Festival Orkestrası, Oda Müziği Topluluğu Konseri

İngiltere’nin ünlü müzik dergisi Gramophone’un 2008’de dünyanın en iyi 10 orkestrası arasında saydığı Budapeşte Festival Orkestrası Oda Müziği Topluluğu, Türkiye’deki ilk konserinde CRR Konser Salonu’nda Mozart ve Çaykovski’den harika iki eserle dinleyiciyle buluştu. İlk eser, Wolfgang Amadeus Mozart'ın, Oda müziği evreni ile parlak konçertante üslubunu mükemmel biçimde konserde seslendirilen “Robinig” Divertimento’su idi. Bu eser Mozart’ların yakın aile dostları olan Robinig’lerin oğulları için bestelenmiştir.



Mozart'ın, 'Robinig' adlı eserini bu konserde ilk kez dinledim. Tanıtım metninde sıkça programlara alınan bir eser olmadığı belirtiliyor. Eserin, Oda Müziği Orkestraları için yazılmış güzel bir yapıt olduğunu öncelikle belirtmek isterim. Özellikle melodik zenginlik hepimizin dikkatini çekti. Oda Müziği Topluluğu eseri seslendirirken, derinliği içinde adeta kendiniz kaybedip, müziğin büyüsüne kaptırıp, bir gezintiye çıkıyorsunuz. Üç keman, bir viyola, iki viyolansel, bir kontrbas ve iki korno dan oluşan, 9 kişilik orkestra, yaptıkları bu pırıl pırıl müzik ile, sizi Mozart'ın zengin dünyası çerçevesinde, kısa bir gezinti yaptırıyor.



Konserin ikinci yarısında ise topluluk, Çaykovski ile geceyi sürdürdü. "Floransa Anıları" adlı eserde Rusya ile İtalya arasında gidip geliyorsunuz. Eserin, İtalya da bestelenmiş olması, Rus ezgilerinin dışında kalmasını sağlamamış. Müziği dinlerken Floransa'da, Akdeniz güneşi altında olduğunuzu hissediyorsunuz. İlk iki bölüm de, İtalya da olduğunuzu hissediyorsunuz. Doğadan ve bulunulan yörenin insan ve yaşam biçiminden, müziğinden esintiler doğal olarak var. Bir Akdeniz çarpması gibi. Ancak eserin özellikle üçüncü ve dördüncü bölümlerinde hâkim olan gürül gürül Rus duyuşu “Floransa Anıları”nın Slav kimliğini açığa vuruyor. Bir anda güneşli günlerden soğuk steplere ulaşıyorsunuz. Çaykovski ile beraber coşku dolu bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Slav melodileri eseri sarmalıyor ve Rusya da, bir coşku ile koşuyorsunuz. Akdeniz'in sıcaklığı yerini bir inceliğe bırakıyor. Coşku ve zarafet dolu bu eser, Çaykovski’nin öne çıkarılmamış bir başyapıtıdır.















Oda Müziği Topluluğu'nun tüm sanatçıları, birbirleri ile ve enstrümanları ile öylesine bir uyum içindeler ki, bir orkestra zenginliğinde, tınılarla sizleri o döneme taşıyorlar. Mozart'ın kısa ve hareketli dünyasında, notalarla nasıl oynayarak, değişik tını zenginliğini yansıttığını izliyorsunuz. Oda müziği formuna uygun olarak dokuz sanatçıdan oluşan topluluğun performansı, tam anlamıyla uyumun şiiriydi. Mozart ve Çaykovski'nin çok da bilinmeyen eserleri, sanatçıların "uyum tablolarına" büyük bir ustalıkla resmedildi. Müzik dolu geceden ayrılırken içimizde hala Çaykovski'nin tınılarını taşıyorduk. Türkiye'ye bir daha gelirler mi bilmiyorum ama denk gelirseniz kesinlikle kaçırmayın derim! Herkese şimdiden iyi seyirler...

1 yorum:

  1. 2013 yılında gerçekleşen harika etkinliklerden biriydi. Müthiş bir müzik ziyafetiydi doğrusu. Keman Kursu İzmir

    YanıtlaSil