Mecidiyeköy'deki bir toplantı öncesi hem hızlı hem de kaliteli bir kahvaltı nerede yapabilirim diye düşünürken Cevahir'e doğru yol alarak en üst kattaki Sofia Bistro'yu denemeye karar verdim. Çok fazla vaktim olmadığı için direk kahvaltı tabağı istedim ve beklerken bir yandan da içeriyi incelemeye başladım. Dekorasyon oldukça güzel, fazlasıyla emek harcandığı belli oluyor. İç mekan, kırmızı abajurlar, kırmızı, bej ve pembe deri ve kadife kaplamalı oturma grupları, kimi kırmızı kimi siyah detaylı masalarla dekore edilmiş.
Hava güneşli olduğu için terasta oturmayı tercih ettim. Beklerken bir yandan da tv izlemek mümkün :) Kısa bir süre sonra kahvaltı tabağım geldi, her şey süper görünüyordu. Kahvaltı tabağında, sigara böreği, sosis, beyaz peynir, kaşar peynir, yeşil zeytin, siyah zeytin, tereyağı, bal, reçel, yumurta ve domates-salatalık bulunuyor. Oldukça zengin bir tabak, yanında sınırsız çay da geliyor. Ben her zamanki gibi taze sıkılmış portakal suyumu da söyledim ve büyük bir zevkle yemeğe koyuldum.
Sıcaklardan 1-2 lokma aldıktan sonra çatalımı domates-salatalık kasesine doğru uzatmamla birlikte kasedeki upuzun kılı görmem bir oldu! Bu tarz şeylerde çok hassas olduğum için genelde benim tabağımda çıktığı söylenir arkadaşlarım arasında da...Neyse, garsonu çağırıp durumu gösterdim. Kendisi çok özür dileyerek tabağı aldı ve yenisini getireceğini söyledi. Ben kahvaltıya devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken, inceleye inceleye yemeye devam etmeye karar verdim. Bu arada yeni bir kase domates-salatalık geldi ama ne göreyim aynı kasenin içinde getirilmişti! Acaba sadece kılı alıp üzerine mi doğradılar, yoksa hepsini döküp aynı kaseye mi doğradılar emin olamadığım için yemedim. Açlığımı bastırıp kalkmaya karar verdim ve peynirler ile yumurtayı yedim. Tam son lokmalarımı yiyeyim derken, elimi attığım ekmeği bölmemle içinden kıl çıkması bir oldu! Bunu da garsona gösterdim ama o kadar midem bulanmıştı ki artık, hesabı isteyip kalktım!
Bu kadar rezilliğin üzerine para istemediler tabii ki ama ne olursa olsun benden size tavsiye Cevahir AVM'deki Sofia Bistro'ya gitmeyin. Zorunlu kalırsanız, ki kalmazsınız etrafta bir çok yer var, iki kere düşünün derim! Her türlü mekanda yemek yiyen biri olarak, bir restaurant için en hayatı nokta kesinlikle temizliktir bence! Yazıyı okuyanların midesini bulandırdığım için çok özür dilerim ama yemek yazılarından bazen gerçekler bu şekilde olabiliyor, uyarmak da benim görevim...
Hava güneşli olduğu için terasta oturmayı tercih ettim. Beklerken bir yandan da tv izlemek mümkün :) Kısa bir süre sonra kahvaltı tabağım geldi, her şey süper görünüyordu. Kahvaltı tabağında, sigara böreği, sosis, beyaz peynir, kaşar peynir, yeşil zeytin, siyah zeytin, tereyağı, bal, reçel, yumurta ve domates-salatalık bulunuyor. Oldukça zengin bir tabak, yanında sınırsız çay da geliyor. Ben her zamanki gibi taze sıkılmış portakal suyumu da söyledim ve büyük bir zevkle yemeğe koyuldum.
Sıcaklardan 1-2 lokma aldıktan sonra çatalımı domates-salatalık kasesine doğru uzatmamla birlikte kasedeki upuzun kılı görmem bir oldu! Bu tarz şeylerde çok hassas olduğum için genelde benim tabağımda çıktığı söylenir arkadaşlarım arasında da...Neyse, garsonu çağırıp durumu gösterdim. Kendisi çok özür dileyerek tabağı aldı ve yenisini getireceğini söyledi. Ben kahvaltıya devam etsem mi etmesem mi diye düşünürken, inceleye inceleye yemeye devam etmeye karar verdim. Bu arada yeni bir kase domates-salatalık geldi ama ne göreyim aynı kasenin içinde getirilmişti! Acaba sadece kılı alıp üzerine mi doğradılar, yoksa hepsini döküp aynı kaseye mi doğradılar emin olamadığım için yemedim. Açlığımı bastırıp kalkmaya karar verdim ve peynirler ile yumurtayı yedim. Tam son lokmalarımı yiyeyim derken, elimi attığım ekmeği bölmemle içinden kıl çıkması bir oldu! Bunu da garsona gösterdim ama o kadar midem bulanmıştı ki artık, hesabı isteyip kalktım!
Bu kadar rezilliğin üzerine para istemediler tabii ki ama ne olursa olsun benden size tavsiye Cevahir AVM'deki Sofia Bistro'ya gitmeyin. Zorunlu kalırsanız, ki kalmazsınız etrafta bir çok yer var, iki kere düşünün derim! Her türlü mekanda yemek yiyen biri olarak, bir restaurant için en hayatı nokta kesinlikle temizliktir bence! Yazıyı okuyanların midesini bulandırdığım için çok özür dilerim ama yemek yazılarından bazen gerçekler bu şekilde olabiliyor, uyarmak da benim görevim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder