30 Ekim 2012 Salı

Vize Başvuruları Vol:2

İsveç Vize Başvurusu

Bayram seyahatimizde ilk girişimiz Norveç'e olacağı için Norveç vizesi almaya çalışmış olsam da tam son dönemece geldiğimde İsveç'te daha fazla kalacağımız için belgelerimi ve başvurumu kabul etmeyip beni İsveç Konsolosluğu'na yönlendirdiler. İşe dönmem gerektiği için tam duygusal bir kaosa doğru sürüklenirken internetten vizenin VFS Global'den alındığını öğrenmemle kendimi toparlamam bir oldu :) Daha önce VFS'den başka vizeler de aldığım için (diğer yazılarımda anlatacağım) yöntemi biliyordum. VFS, aralarında Fransa, İspanya, Polonya ve İsveç'in de aralarında bulunduğu on ülkeye yapılan vize başvurularını alıp konsolosluklara iletiyor. 


Randevu alabilmek için 0212 2418070 no'lu telefonu arayabilirsiniz. Bu arama için İngiltere, Amerika vb. ülkelerde olduğu gibi ayrıca bir ücret ödemeniz gerekmiyor. Pazartesi – Cuma 08.30 - 15.30 saatleri arasında başvuru için randevu alabilirsiniz. Yoğun olmayan dönemlerde 2-3 gün sonrasına randevu veriyorlar ancak bayram ve yılbaşı gibi dönemlerde 1 hafta randevu süresi olabileceğini göz ardı etmeyin derim. Tarih ve saatinizi belirledikten sonra Harbiye'de bulunan Vfs'ye gidip evrakları teslim edebilirsiniz. 



İsveç vizesi için gereken belgeler;
1. Başkonsolosluğumuzdan alınacak ve tam olarak doldurulacak başvuru formları,
 (Application for Schengen Visa ve Family Appendix)  (Ingilizce doldurulacak).
2. 2 fotoğraf  (35 x 40 mm, renkli, son altı ay içinde çekilmiş). Fotoğraf, yüzü tam olarak göstermeli ve sade, eşit bir şekilde aydınlatılmış ve açık bir fona sahip olmalı,
3.  Pasaport (en fazla 10 sene önce çıkartılmış ve dönüşten itibaren 3 ay geçerli olmalı) ve Pasaport fotokopisi,
4. Uçak rezervasyonları ya da öngörülen ulaşım aracına ilişkin diğer kanıtlayıcı belgeler,
5. Otel rezervasyonları veya seyahat planını gösterir belgeler,
6. Seyahat masraflarının nasıl karşılanacağını gösterir belgeler:
- Son üç aylık hesap hareketlerini gösterir banka hesap dökümü, ve düzenli geliri gösterir belgeler:
- Son üç ayın maaş bordroları (ya da benzeri)
7. 30.000 Euro teminatlı Seyahat Sigortası,



8. İsveç'ten size gönderilmiş veya fakslanmış (Başkonsolosluğa veya İsveç Vize Başvuru Merkezine değil) davetiye
- Davet eden kişinin kimlik veya pasaport fotokopisi.
9. Aile bağlarının olduğuna dair belge (Tam Tekmil Vukatlı Nüfus Kayıt Örneği-Anne,baba ve kardeşler, var ise eş ve çocuklar gözükecek).
10. Başvuru sahipleri, aşağıda belirtilen belgelerden kendi durumlarına uygun olanları ibraz edecektir:
Başvuru sahibi çalışan ise:
 - İşveren mektubu ve/veya izin onayı
 - SGK (sosyal güvenlik) işe giriş bildirgesi  ve SGK "hizmet dökümü"
Başvuru sahibi çiftçi ise:
 - Bağlı olduğu ziraat odası tarafından verilmiş çiftçi belgesi
Başvuru sahibi çalışan veya şirket sahibi ise:
 - Şirketin ticaret odasındaki kaydı ve ticaret sicil gazetesinin  kopyası
 - Vergi levhası
Başvuru sahibi emekli ise:
 - Emekli maaşını gösterir belge (banka hesap özeti veya emekli cüzdanı)
Başvuru sahibi öğrenci ise:
 - Öğrenci Belgesi
Başvuru sahibi reşit değil ise/18 yaşın altındaysa ve yalnız veya sadece bir ebeveyn ya da yasal vasi ile seyahat ediyorsa:
- Ebeveyninden noter tasdikli muvafakatname (seyahat eden ebeveyn evli değil ise veya   ebeveynlik yetkisi sadece kendisindeyse bu koşul geçerli değildir)


Belgelerinizi hazırlayıp merkeze teslim ettikten sonra vize bedeli olan 150 tl'yi Vfs'nin içerisindeki vezneye ödemeniz gerekiyor. Ödemeyi de yapınca başvurunuz tamamlanmış oluyor ve geriye pasaportunuzu beklemek kalıyor :) Başvuru tarihinden itibaren iki hafta içerisinde konsolosluktan vize başvurusuna olumlu veya olumsuz cevap veriliyor. İşlemler tamamlandığında mail veya mesaj alacaksanız. Pasaport iadesi Pazartesi – Cuma, 11.00 - 17.00 saatleri arasında yapılıyor ancak ben daha önce de olduğu gibi pasaportumu direk adresime istedim, size de tavsiye ederim. Pasaport, UPS'le güvenli bir şekilde ertesi gün elinizde oluyor. İsveç genel olarak 90 günlük vize vermekle birlikte daha önce Schengen vizeleriniz varsa daha uzun süreli de vize verebiliyor. 

Hepinize şimdiden iyi yolculuklar diliyorum :) Herhangi bir sorunuz olduğunda yazının altına yorum bırakmanız yeterli ;)




28 Ekim 2012 Pazar

Fotoğraf Çekmeyi Sevenler Buraya!

Diners Club International Fotoğraf Yarışması 

Diners Club International, Türkiye'de çok kullanılan ve bilinen bir program olmasa da dünya çapında tüketicilere ve kurumsal şirketlere çok amaçlı kullanım sağlayan bir kart sistemi. Bu sistem ile A+ tüketicilerin ödeme ihtiyaçlarını karşılarken, dünya çapında 450'yi aşkın hava alanında ‘lounge’lara erişim imkanı sunuluyor.

Diners Club, Ang Lee'nin yeni filmi filmi "Life of Pi"nin (Bir Bengal kaplanı ile birlikte cankurtaran botunda okyanus yolculuğu yapmaya çalışan bir adamın günlüğü ile ilgili bir film) kutlamaları adına tüm yetenekli fotoğrafçıları, kendi yaşamlarından özel bir “an”ı detaylandıran fotoğraf çalışmalarını göndermek için bir yarışmaya davet ediliyor. Diners Club International, sinematograf Claudio Miranda ve fotoğrafçı Andy Anderson tarafından seçilecek bir kişinin fotoğraf çalışması Diners Club International'ın reklamında yer alacak.



Kazanan fotoğrafın reklamda gösterilecek olmasının yanı sıra bu kişi çalışmasının Diners Club International web sitesinde ve sosyal medya kanallarında kullanılmasıyla tanınmışlık fırsatı ve 5000 dolar almaya da hak kazanacak. İkinci sırada yer alan kişi de müthiş bir tanıtımın yanında 2000 dolar alacak. Diners Club International'ın jüri üyeleri tarafından seçilerek finale kalan iki kişi ise; fotoğraflarının popüler olmasının yanı sıra 500 dolar ile ödüllendirilecekler. En çok oyu toplayan fotoğrafçı popüler olup dikkat çekmenin dışında 1000 dolar, en çok oyu toplayan ikinci ve üçüncü sıradaki kişilerin her biri 500 dolar alacaklar.

Yarışmaya 14 Kasım 2012 tarihine kadar Talenthouse.com sitesinden veya doğrudan yarışma sayfasından katılabilirsiniz: http://tlnt.at/We3w9I. Herkese bol şans diliyorum, umarım ödül alanlardan biri benim okuyucularımdan çıkar :)




26 Ekim 2012 Cuma

Gözardı Tasarımlar


Feyza Zeybek Tasarım Sergisi


İstanbul Şehir Tiyatroları Dekor ve Kostüm Tasarımcısı Feyza Zeybek’in Gözardı Tasarımları, 5-24  Kasım 2012 tarihleri arasında BVB Tasarım ve Ambiyans Evi'nde sergileniyor.



Dünya plastik sanatlarını yakından takip eden BVB Tasarım ve Ambiyans Evi, Türkiye'nin önde gelen sahne tasarımcılarından Feyza Zeybek'in bilinmeyen işlerini ortaya koyan bir proje gerçekleştiriyor. BVB, üzerinde bir yıldan fazla çalışarak hazırladığı, sanatçının gün yüzüne çıkmamış çalışmalarını, "Gözardı Tasarımlar" adıyla, 5 Kasım'dan itibaren Nişantaşı'ndaki mekânında sanatseverlere sunacak. 



Klasik tiyatronun ‘’tek anlam’’ üzerine kurulu dekor, kostüm ve aksesuar kodlarını kırarak çoğul anlamlar içeren sahne plastiğiyle çağdaş tiyatro sanatında uluslararası değerleri 1990’lı yıllardan başlayarak yakalamış olan Feyza Zeybek’in bugüne dek görülmemiş çizimlerini bu sergide görebilirsiniz. Sanatçının, 40 yılı aşkın meslek yaşamında tasarladığı ancak uygulanamayan taslaklar ve tasarım fikirleri üzerinde, özgün ve avangard anlayışının izlerini sürmek mümkün. Piyasanın, popüler kültürün, siyasetin sanatçıyı gözardı etmesine karşı, alternatif bir merkez olarak BVB'ye, uluslararası değerde ve önemde gördüğü bu sıra dışı tasarımcıyı geleceğin yaratıcılarıyla buluşturduğu için tebrik etmek gerekiyor.




22 Ekim 2012 Pazartesi

Vize Başvuruları Vol:1

Norveç Vizesi 

Bayram tatili için nereye gitsek diye düşünürken izin de alamayacağımız için Avrupa'da gitmediğimiz nadir yerlerden biri olan Norveç'e gitmeye karar verdik. Hem kış olduğu için hem de Türk insanının çoğu İtalya-İspanya gibi güney ülkelere yöneldiği için uçak biletlerinin de ucuz olduğunu görünce önce Norveç'e oradan da İsveç'e gidelim, değişiklik olsun diye düşündük. Neredeyse tüm Schengen ülkelerinden vize almış biri olarak Norveç'ten vize alarak tüm konsoloslukları tamamlayacağım için çok heyecanlanırken, ne göreyim Norveç'in sadece Ankara'da başkonsolosluğu varmış, İstanbul'da sadece fahri konsoloslukları var ve onlar da vize vermiyor!



Tam Ankara'ya mı gitsem ne yapsam diye düşünürken Macaristan Konsolosluğu'nun da Norveç vizesi verebildiğini öğrendim ve hemen başvurumu yaptım. Norveç vizesine başvurabilmek için öncelikle Macaristan Konsolosluğu'na ait 0212 344 12 65 numaralı telefondan randevu almanız gerekiyor. Genel olarak 2-3 gün sonrasına randevu alabilmek mümkün ancak bayram, yılbaşı gibi dönemlerde daha önceden başvurmanızı tavsiye ederim. Pazartesi, salı, çarşamba ve perşembe günleri 09:00-16:30 saatleri arasında başvuru yapılabiliyor.



Başvuruya giderken hazırlamanız gereken evrakları şöyle sıralamak mümkün;


1) Uçak / seyahat rezervasyonları ya da öngörülen ulaşım aracına ilişkin diğer kanıtlayıcı belgeler,
2) Otel rezervasyonları veya seyahat planını gösterir belgeler,
3) Seyahat masraflarının nasıl karşılanacağını gösterir belgeler: örnek:
–  Son üç aylık hesap hareketlerini gösterir banka hesap dökümü, ve
–  Düzenli geliri gösterir belgeler: örnek; son üç ayın maaş bordroları (ya da benzeri)
4) Başvuru sahipleri, aşağıda belirtilen belgelerden kendi durumlarına uygun olanları hazırlayacak:
(a) Başvuru sahibi çalışan ise:
–  İşveren mektubu ve/veya izin onayı
–  SGK (sosyal güvenlik) işe giriş bildirgesi  ve SGK "hizmet dökümü"
(b) Başvuru sahibi çiftçi ise;
 - Bağlı olduğu ziraat odası tarafından verilmiş çiftçi belgesi
(c) Başvuru sahibi çalışan veya şirket sahibi ise:
–  Şirketin ticaret odasındaki kaydı ve ticaret sicil gazetesinin  kopyası
–  Vergi levhası
(d) Başvuru sahibi  emekli ise:
–  Emekli maaşını gösterir belge (banka hesap özeti veya  emekli cüzdanı)
(e) Başvuru sahibi öğrenci ise:
–   Öğrenci Belgesi
(f) Başvuru sahibi reşit değil ise/18 yaşın altındaysa ve yalnız veya sadece bir ebeveyn ya da yasal vasi ile seyahat ediyorsa:
–  Ebeveyninden noter tasdikli muvafakatname (seyahat eden ebeveyn evli değil ise veya ebeveynlik yetkisi sadece kendisindeyse bu koşul geçerli değildir)












Metrocity'nin rezidans kısmında yer alan Macaristan Konsolosluğu'na gittiğinizde isminizi görevlinin elindeki listeden kontrol edin. Sıranız geldiğinde bu listeden adınızı okuyup sizi üst kata alacaklar. Konsolosluk yetkililerinin olduğu bu katta bütün belgelerinizi kontrol ettikten sonra biyometrik fotoğrafınızı çekip parmak izinizi alacaklar. Eğer tüm evraklarınız tam ise belgelerinizi alıp vize ücretlerini ödemek üzere sizi Garanti Bankası'na yönlendirecekler. Vize ücretini de ödedikten sonra işlemleriniz bitmiş oluyor. Pasaportunuzu 1 hafta içinde, cuma günleri Konsolosluktan geri alabilirsiniz. Eğer başvuruyu yaparken belirtirseniz, pasaportu adrese de gönderiyorlar. Ben daha önce hep bu şekilde aldım, böylece tekrar gitmeye gerek kalmıyor.

Hepinize şimdiden iyi tatiller diliyorum, sorularınız olursa yorum bırakmanız yeterli ;)




20 Ekim 2012 Cumartesi

Gülmeye Doyamayacağınız Leziz Bir Video




Bu blogda birbirinden doyurucu tariflere yer veriyorum, ama bu videoyu izlemeye doyamadım. Günün menüsünde leziz atıştırmalıklar değil, leziz atışmalar var!

Dünürlerin birbirini çekememesini konu alan Vanish’in yeni videosunda, eğlenceli atışmalara yer veriliyor. İğneleyici laflarla birbirlerine göndermeler yapan, kıskanç mimikleri ve oyunculuğuyla beni hayrete düşüren bu iki dünürü, yukarıdaki videoda izlemenizi tavsiye ediyorum. Gününüze biraz lezzet katmak istiyorsanız, bence siz de mutlaka görmelisiniz.

Üstelik Vanish’in Facebook hayran sayfasında, bu video ile bağlantılı bir aplikasyon da yer alıyor. http://bit.ly/omurbiterdunurgitmez adresine giderek ileride nasıl bir dünür olacağınızı öğrenebilir, pespembe bir çamaşır makinesi kazanma şansı yakalayabilirsiniz!

Bir bumads advertorial içeriğidir.



18 Ekim 2012 Perşembe

Çocukla Rahat Seyahat için İpuçları

Çocuğun mu var derdin var diyenlere :)

Kurban Bayramı için tatil planları yapıldı, valizleri toplamaya başladınız bile. Siz tatile hazırsınız belki ama çocuğunuz buna ne kadar hazır acaba? Anne-babalara bazı önerilerde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, “Bayram tatilinizin tadı kaçmasın” diyor.

Dört günlük Kurban Bayramı tatiline Arefe günü ve 29 Ekim de eklenince tatil süresi uzadı.  Durum böyle olunca tatil için başka şehirlere, başka ülkelere gitme planları yapıldı. Yolculuk, değişen iklim şartları ve yemek düzeni herkes için bazı riskleri taşısa da bundan en çok çocuklar etkileniyor. Seyahat programının çocuklara da uygun olarak ayarlanması gerektiğinin altını çizen Anadolu Sağlık Merkezi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Elif Hakko, anne-babalara çocukla seyahat için önerilerde bulunuyor.

Gitmeden grip aşısını yaptırabilirsiniz
Dr. Hakko, “Çocuklar tehlikelere karşı yetişkinlere göre daha hassastır. O yüzden çocuklar için daha dikkatli davranmak gerekir. Mesela, hazır mevsimiyken tatile çıkmadan önce grip aşılarını yaptırmak çok önemli bir tedbir olabilir. Çünkü çocuklar, gidecekleri yerlerde kalabalık ortamlara girecekler. Aslında aynı şey yetişkinler için de geçerli” diyor.



Çok daha kolay zehirlenirler
Çocukların besinlerden çok daha kolay zehirlenebildiğini, yetişkinlere göre daha kolay ishal olduğunu belirten Dr. Elif Hakko, bu yüzden çocukların yedikleri ve içtiklerinin hijyenine ayrıca dikkat etmek gerektiğini vurguluyor. 

Ailece dikkat edilecek noktalar:
  1. Gideceğiniz ülkenin hastalık risklerine göre doktorunuza danışarak yanınıza uygun ilaçları alın, hastalıklara karşı gerekli aşılarınızı önceden yaptırın. 
  2. Kalacağınız süre boyunca sağlığınızla ilgili ihtiyacınız olacak şeyleri yanınıza alın.  Örneğin bir şeker hastasıysanız ve gideceğiniz yerde beş gün kalacaksanız o süre için gerekli ilaçları yanınızda bulundurun.
  3. Yapılacak aktiviteyle ilgili meydana gelebilecek kazalar için önceden bir takım önlemler alın. Örneğin dağcılık gibi riskli bir spor yapılacaksa öncesinde tetanoz aşısı yaptırın.
  4. Tatil demek aslında yemek demek. Bu yüzden özellikle daha önce hiç ziyaret etmediğiniz farklı bölgelere gidiyorsanız midenizin hiç alışık olmadığı yemeklerle karşılaşırsınız ve muhtemelen bu yemekleri denemek istersiniz. Bu durumda bağırsak sisteminizin alışık olmadığı bir takım mikroplarla karşılaşabilirsiniz. Bu da ishallere neden olabilir. Böyle bir durumla karşılaşmamak için yemek seçiminde dikkatli davranmak ve hijyeninden emin olunan yiyecekleri seçmekte fayda var. Kapalı kutulardaki yiyecek ve içecekler tercih edin.
  5. El hijyeni çok dikkat edin. Özellikle tuvalet sonrası ellerinizi mutlaka yıkayın.
  6. Soğuk bir şehre gidiyorsanız, vücudunuzun alışkın olduğu hava sıcaklığının çok altında bir sıcaklıkla karşılaşırsınız. Bu nedenle vücudu o ülkenin sıcaklığına adapte edecek şekilde giyinmek ve beslenmek gerekir. Ya da tatilinizi sıcak bir bölgeye geçirecekseniz o bölgenin şartlarına uygun şekilde vücudu hazırlamakta fayda var. Özellikle de giysi konusunda tedbirli olmak gerekir.
  7. Ayrıca güneşe karşı korunmak da çok önemli. Cildimizi güneşin zararlı ışınlarından korumak için cilt koruyucular ve güneş gözlüklerimizi yanımızda götürmeyi unutmamalıyız.
  8. Uçakla ya da otobüsle uzun yolculuk edenlerin, özellikle de hamileler, şeker hastaları ve aşırı kilolu kişilerde pıhtılaşma ve akciğer pıhtı atması açısından riskleri var. Bu yüzden uzun yolculuğa çıkan kişilerin uçaktaysa, arada kalkıp bir süre yürümeleri,  otobüsteyse molalarda kısa bir yürüyüş yapmaları gerekir. Ayrıca mümkünse bacaklarını uzatmaları önerilir. Bunların dışında yol süresince bol su tüketilmeli. Eğer ciddi bir risk taşıyorlarsa, hekim tarafından gerekli görülürse yolculuk öncesi bir takım kan sulandırıcı ilaçlar da alabilirler.

Herkese iyi tatiller ve mutlu bayramlar diliyorum :)



16 Ekim 2012 Salı

Bernardo'dan Fark Yaratan Yenilikler!


Şık tasarımları ve kaliteli ürünleriyle tanıdığımız Bernardo, müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için yepyeni ürün ve hizmet standartları sunuyor. Satış öncesinde ve sonrasında içimizi rahatlatan bu yeni standartları Bernardo şöyle sıralıyor:



Kırık parça garantisi!

Bernardo’dan satın aldığınız yemek takımınızın kırılan parçaları için üzülmeyin. Çünkü Bernardo; 12 kişilik yemek takımlarına 5 yıl, 6 kişilik yemek ve kahvaltı takımlarına 2 yıl boyunca parça tedariği garantisi veriyor. Yemek takımınızın kırılan parçaları en kısa sürede Bernardo tarafından temin ediliyor. Üstelik yemek takımınızı ek parçalarla zenginleştirmek isterseniz, daha sık kullandığınız parçaları da Bernardo’dan satın alabilirsiniz.

%100 sağlıklı ham madde!

Yemek takımı satın alırken çoğumuz yalnızca desenlere ve renklere odaklanıyoruz; fakat ne yazık ki günümüzde pek çok üretici maliyetleri düşürmek ve daha fazla kar etmek için insan sağlığına zararlı ham madde kullanımına başvuruyor. Normal şartlarda 1200 derecelik fırınlarda sabitlenmesi gereken sır ve desenler, ağır metallerin kullanımıyla 800 derece sabitlenebiliyor. Böylece enerjiden ve maliyetten tasarruf ediliyor.

Bernardo ise üretim süreçlerinde sağlığa zararlı hiçbir ham madde kullanmıyor. %100 sağlıklı ham maddelerle üretilen yemek takımlarıyla Bernardo, ailenizin sağlığını önemsiyor.















Değişim garantisi!

Bernardo’dan satın aldığınız yemek takımını, ambalajını açmadığınız sürece 5 yıl içerisinde değiştirebilirsiniz. Böylece değişen trendler ve zevklerinize uygun bir yemek takımıyla stil sahibi sofralar yaratabilirsiniz.

Sigortalı kargo servisi!

Mağazalardan ya da bernardo.com.tr’den satın aldığınız yemek takımları kargo ile size ulaştığında kırık ya da hasarlı çıkarsa, Bernardo ürününüzü hemen yenisi ile değiştiriyor. Sorunsuz bir alışveriş deneyimi Bernardo’da sizi bekliyor.

Bernardo'yu Facebook'ta takip edin, yeniliklerden ilk siz haberdar olun : https://www.facebook.com/bernardosofratasarimuzmani

Bir bumads advertorial içeriğidir.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Migreni Olanlar Dikkat!

Mevsim Değişiklikleri Migreni Olumsuz Etkiliyor

Mevsim değişiklikleri sizin de migreninizi tetikledi mi? Başınızın artık daha sık ağrıdığını hissediyor musunuz? Sağlıkla ilgili fazla yazı yazmasam da bu konuyu son dönemde çevremde fazlasıyla duyduğum için konunun uzmanına danışmak gereği duydum. Migren ile ilgili olarak merak ettiğim birçok şey vardı. Gerek mevsimler arası geçişler gerekse gün içinde değişen hava koşullarının, migren ataklarını tetiklediğini okuyunca Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş'ın kapısını çaldım. Mustafa Bey söze görülme sıklığının çok yüksek ancak migren bilincinin düşük olduğu Türkiye’de mevsim değişiklikleri kişilerin gündelik yaşam kalitesini düşürdüğünü söyleyerek başladı ve bunu önlemenin yolunun hastalığın doğru tedavi edilmesinden geçtiğini özellikle vurguladı. Prof. Dr. Mustafa Ertaş'ın migren ile ilgili tavsiyelerini röportajımızın devamında bulabilirsiniz.



Migren ağrısı nasıl bir ağrıdır?
Migren, nörolojik kaynaklı bir hastalık. Bir faktör beyni tetiklediğinde anormal bir dalgalanma olur; bu durum da beyin zarında ve damarlarında iltihabi tepkiye yol açar. Bu tepki migren ağrısını ortaya çıkarır. Migreni olan kişide zaman zaman tekrarlayan, çoğunlukla şiddetli, tek taraflı, zonklayıcı, baş hareket ettirildiğinde artan baş ağrısı oluşur. Kişi ağrı sırasında ışıktan ve sesten rahatsız olur, mide bulantısı hissedebilir. Ağrı dört saatten, üç güne kadar sürebilir.

Bu hastalık daha çok kimlerde görülür?
Migren genetik temelli bir hastalık olmasına rağmen, bu genlere sahip olmak migrenin mutlaka ortaya çıkacağı anlamına gelmez. Ancak kadın olmak, migrenin görülme riskini üç kat artırır. Hastalık kadınlarda en çok 30’lu yaşlarda ortaya çıkar. Kadınlarda ilk doğumdan sonra migrenle tanışma durumu oldukça sık görülür.



Migren ataklarının oluşumunu hangi faktörler tetikler?
Migreni tetikleyen unsurları bazı örneklerle açıklamak mümkün: Örneğin kadınlardaki hormon dalgalanmaları, adet döneminde atak yaşanmasına neden olur. Bu durum ayrıca, kadının o ay diğer tetikleyicilere daha duyarlı olmasına da yol açar. Aynı kadında mevsim değişikliği gebelikte sorun yaratmazken, gebelik sonrasında tetikleyici olabilir. Dolayısıyla migren, her zaman bir uyaran tarafından tetiklenen ancak aynı uyaran tarafından her seferinde tetiklenmek zorunda olmayan bir hastalık. Bazı kişiler için tek başına bir tetikleyici yeterli olurken, bir başkası için iki tetikleyicinin bir arada olması atağı başlatabilir. 

Ataklar, herhangi bir tetikleyiciyle karşılaşır karşılaşmaz ortaya çıkar mı?
Bir kıvılcım parladığında, ilk tetik oluştuğunda bunun migrene dönüşmesi bazen dakikalar, bazen saatler, bazen de bir günden fazla zaman alabilir. Ağrının her zaman uyaranla karşılaşma anında başlamaması nedeniyle, hastalar tetikleyicileri ayırt etmekte zorlanabiliyor.




Mevsim değişikliklerinin migren üzerindeki etkisi nedir?
Migren, tek başına mevsimsel bir hastalık değil ancak bazı hastalarda yazın, bazılarında da kışın daha fazla tetiklenebilir. Ağrıları yazın tetiklenen hastalara baktığımızda güneşin onları daha fazla etkilediğini, esintinin, klimanın, ısı farklılıklarının bu kişiler için her zaman daha fazla tetikleyici olduğu görülür. Örneğin bu hastalar yaz mevsiminde olduğu gibi, kışın da alışveriş merkezi gibi çok aydınlık bir ortama girdiklerinde rahatsız olabilir. Ağrıları kışın artan hastalarda ise tetikleyicinin rüzgar ve soğuk hava olduğu anlaşılıyor. İlkbahar ise allerjik belirtiler gösteren migren hastaları için daha da tetikleyici olabilir. Migren hastalarında allerji ve astım riski, toplum geneline göre iki-üç kat daha fazla görülür. Bahar aylarında, polenlerin ortaya çıkmasıyla birlikte hem allerjik reaksiyonlar hem de migren atakları çok daha ciddi boyutlara ulaşır. Bu hastaların sayısında ilkbahar aylarında geçici bir artış görülür ancak yazın başlamasıyla birlikte artış da sona erir. Sonbahar mevsiminde ise nadir de olsa kimi hastalarda nemin, sıcaklığın ve basıncın değişmesi nedeniyle ataklar tetiklenebilir.



Günlük hava durumunun migren üzerinde etkisi var mı?
Hastalığın seyrinde günlük hava değişiklikleri de tetikleyici olabilir. Örneğin lodos...Hastaların pek çoğu lodoslu havalarda migren atağı yaşadıklarını belirtiyor. Kısa süre önce Türkiye’de yapılan bir çalışma; lodosta ağrıyı tetikleyenin esinti değil, hava ile birlikte taşınan tozlar, partiküller ve kirler olduğunu ortaya koydu. Özellikle biyolojik aktif partiküller ve demir parçalarının solunması migren için tetikleyici olabiliyor. Ancak aynı reaksiyon başka tozlarla oluşmuyor. Örneğin Sahra’daki çöl tozlarıyla ataklar tetiklenirken, Anadolu’nun çöl tozu böyle bir reaksiyona yol açmıyor. Öte yandan uçak yolculuklarında kabin basıncı tek başına bir uyaran olmazken, hastalar uçakta havasızlık ya da bir koku, esinti, keskin sıcaklık farkı algılamaları halinde ataklarının tetiklendiğini belirtiyor.



Küme baş ağrısı nedir?
Migrene çok benzeyen bu ağrı, beyin zarında iltihaplanma ile ortaya çıkar. Atak ilaçlarının yarar sağladığı bu hastalık mevsim değişikliklerinden çok etkilenir. Kimi hastalarda ataklar kış mevsiminde görülür. Kişi yaklaşık iki ay boyunca her gün atak yaşar ve ardından biter. Bu kişiler bir sonraki kışa kadar tek bir atak dahi yaşamaz. Bir grup hastada ise ağrı atakları yazın görülür. Temmuz, ağustos aylarında bir ay boyunca her gün migren benzeri, bazen de daha şiddetli ağrılar yaşanır. Bu dönemin ardından sonraki yıla kadar, bazen de birkaç yıl boyunca herhangi bir atak görülmez.

Migren tedavisi nasıl olmalı?
Hastanın atakları ayda ikiden fazla geliyorsa ya da iki atak çok uzun sürüyorsa önleyici tedavi yapılması gerekir. Bu tedaviler 6-9 ya da 12 ay ilaç kullanımını gerektirebilir. İlacı kestikten sonra atakların seyrekleşmesi ve hafifleşmesi beklenir. Bu ataklar için de özgün migren ilaçları ömür boyu kullanılabilir.




Migrende alternatif tedavilerle ilgili görüşünüz nedir?
Alternatif tedavi denemeleri malesef genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyor. Tedavide, akupunkturdan çok fazla söz ediliyor. Almanya’da binlerce kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, akupunktur tedavide az da olsa etkili oluyor. Ancak aynı araştırmaya göre, farklı bir grupta hiçbir etkisi olmayan iğneler kullanılmasına karşın, bu kişilerde de aynı olumlu etkiler görülüyor. Çünkü migren psikolojik etkilere de açık bir hastalık! Akupunkturdan yararlandığını söyleyen hastalara, sağlığına zararlı ve çok pahalı bir yöntem değilse devam etmelerini öneriyoruz, çünkü yalancı etki de sonuçta bir tedavi biçimi... Fakat bu kişilerin, alternatif tedavinin yanı sıra migren tedavisi almalarını da istiyoruz. Masaj ise ataklar sırasında rahatlatıcı olabiliyor. Çünkü hastaların %80’i o dönemde boyun bölgesinde gerginlik yaşıyor. Atak, masaj ile hafifletilebildiği gibi, bazen de sonlanabiliyor.

Prof. Dr. Mustafa Ertaş'a verdiği bilgilerden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Migreni olan arkadaşlarımdan takip ettiğim kadarıyla gerçekten zor ve bir o kadar da değişken bir hastalık! Kişiden kişiye hem belirtileri hem de tedavisi farklılık gösteriyor. Eğer yukarıda sıralanan belirtiler sizde de bulunuyorsa vakit kaybetmeden bir nöroloji hekimine görünün derim. Hepinize sağlıklı günler diliyorum...