Hafta sonu planlarını yaparken bu sefer ki önceliği sezonun kapanması yaklaştığı için tiyatroya verdim. Neler oynanıyor diye Biletix'de gezinirken Ali Poyrazoğlu ve Nilgün Belgün'ün oynadığı İyi Günde, Kötü Günde'yi gördüm ve ustaları izlemeye karar verdim. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunun yeri de oldukça kolay ulaşılabilir bir yerde, eski Şişli Adliyesi'nin hemen yanındaki pasajın içinde. Salonun içine girdiğinizde, duvarlarda dünyanın dört bir yanından alınan maskeleri görüyorsunuz. Oyunu beklerken ise fonda Türk sanat müziği şarkıları, başta Zeki Müren’den “Seven ne yapmaz”.
Ali Poyrazoğlu, “İyi Günde, Kötü Günde” yi fransızca bir öyküden esinlenerek yazmış. Hikayeden biraz bahsedecek olursam; Yirmi yıllık evli, çocuksuz bir çift, “şiddetli geçimsizlik” nedeniyle boşanır ama birbirinden kopamazlar. Zamanla, birbirlerinin yeni hayatlarına, yeni ilişkilerine, yeni umutlarına çaktırmadan dahil olduklarını fark ederler. Bu bir yandan onları rahatsız ederken, diğer yandan da hoşlarına gider. Bu arada ikisinin de hayatına yeni evler, yeni insanlar ve yeni bakış açıları girdiği için, bu birbirinden kopamama durumu işleri zamanla içinden çıkılmaz bir hale getirir.
Tabii sahnedekiler Ali Poyrazoğlu ve Nilgün Belgün gibi iki önemli usta olunca, ortaya çıkan trajikomik durumların seyrine doyum olmuyor. Oyun su gibi akıp gidiyor. Aklınızda "Farkında olmadan müebbet hapse girmişim" gibi oyundan repliklerle dönüyorsunuz eve :) Özellikle oyun sonrası Ali Poyrazoğlu'nun yaptığı konuşma çok daha dokunaklıydı. Şehir Tiyatroları'nın son durumundan, seyircinin hayal gücüne kadar birçok konudan bahsetti. Ustaları izleyince tiyatronun aslında gerçekten ne kadar farklı ve etkili olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Tiyatro sezonunun kapanmak üzere olduğu şu günlerde oyunun son temsillerini kaçırmayın derim. Herkese şimdiden iyi seyirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder