Baklava deyince aklınıza ne geliyor? Benim ilk aklıma gelen Karaköy Güllüoğlu :) Baklava, Türkiye'deki her pastanede ve pek çok restorantta bulunan bir tatlı olsa da, her baklava ne yazık ki aynı lezzette olmuyor. Yufkaların hazırlanmasında kullanılan unun ve tereyağının kalitesi, baklavaların pişirilmesi, şerbetin kıvamı, kullanılan fıstığın, cevizin kalitesi, ustanın mahareti gibi pek çok faktör baklavanın kalitesini belirliyor. Sizi bilmem de benim için bir baklavaya çatalı batırdığınızda çıkan hışırtı, kalitesi hakkında çok büyük ipuçları veriyor :)
Güllüoğlu baklavalarının geçmişi 1871’de Güllü Çelebi’nin Antep’te kurduğu baklava imalathanesine uzanıyor. Ailenin dördüncü kuşağı Hacı Mustafa Güllü İstanbul’un ilk fırınlı baklavacı dükkanını 1949 yılında ‘Karaköy Güllüoğlu’ adıyla açmış. Mustafa Güllü’nün altı çocuğu olur, kızı ve bugün ünlü bir onkolog olan İbrahim Güllü bu işi yapmazlar ama Nejat, Nadir ve Ömer Güllü babalarının yolunu takip eder, hep beraber çalışırlar. 1986 yılında Nejat Güllü işleri büyütmek istediği, baba Mustafa Güllü “Çok para insanı bozar” düşüncesinde olduğu, Nadir Güllü de butik kalmak istediği için yolları ayrılır. Bugün, Nadir Güllü’nün babası ve kardeşi Ömer ile birlikte ‘Karaköy Güllüoğlu’ olarak tek şubesi var. Nejat Güllü ise Güllüoğlu markasıyla üretim yapıyor. Baklava ve diğer ürünlerle beraber konsept dükkanlarını dünyaya taşımak hedefiyle yoluna devam ediyor. Faruk Güllüoğlu ise daha başka bir sektörde reçel, helva gibi ürünler yapıyor.

Farkları ne derseniz biri yoğun insan emekli, diğeri makine destekli seri üretim yapıyor. Kullanılan malzemelerin her birinde kaliteli olduğunu düşünüyorum ama bana senin tercihin ne diye sorarsanız ben Karaköy Güllüoğlu’ndaki tamamen el emeği göz nuru baklavaları tercih ederim. Nadir Güllü, çok farklı bir kişilik. Üretimde, pazarlamada, iletişimde, reklamda, basınla ilişkilerde hep o var. Üniversitelerin işletme bölümlerinde marka üzerine dersler veriyor. Yıllar içinde deneyimleriyle oluşturduğu felsefesini anlatmadan duramıyor: “Kontrol edilemeyen güç, güç değildir, bilmediğin işi yapmayacaksın. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” Karaköy Güllüoğlu'na gittiğinizde kendisini görmeniz yüksek olasılık.

Karaköy Güllüoğlu’nda yufkayla, fıstıkla bademle yapılan hemen her çeşit tatlı ve börek var. Şeker hastaları için ‘Diabak’ light baklavaları ve düşük kolesterollü zeytinyağlı baklava ‘Medibak’ ise kendi geliştirdikleri ürünler. Karaköy Güllüoğlu günlük satışların yanı sıra Four Seasons, Pera Palas, Çırağan gibi otellere ve Feriye, Borsa, Sunset gibi lüks restoranlara baklava türü yufkalı tatlıları sağlıyor. Zaten bu tarz yerlere de Karaköy Güllüoğlu'ndan başka baklava olmazdı :) İmam Çağdaş'ta da yiyen biri olarak benim favorim hala Karaköy Güllüoğlu! Özellikle çikolatalı baklavayı herkese tavsiye ediyorum :) Ama taklitlerinden sakının ve diğer Güllüoğlulları ile karıştırmayın. Eğer Karaköy'e gidemiyorsanız internetten de sipariş verebilirsiniz. Herkese afiyet olsun...
Güllüoğlu baklavalarının geçmişi 1871’de Güllü Çelebi’nin Antep’te kurduğu baklava imalathanesine uzanıyor. Ailenin dördüncü kuşağı Hacı Mustafa Güllü İstanbul’un ilk fırınlı baklavacı dükkanını 1949 yılında ‘Karaköy Güllüoğlu’ adıyla açmış. Mustafa Güllü’nün altı çocuğu olur, kızı ve bugün ünlü bir onkolog olan İbrahim Güllü bu işi yapmazlar ama Nejat, Nadir ve Ömer Güllü babalarının yolunu takip eder, hep beraber çalışırlar. 1986 yılında Nejat Güllü işleri büyütmek istediği, baba Mustafa Güllü “Çok para insanı bozar” düşüncesinde olduğu, Nadir Güllü de butik kalmak istediği için yolları ayrılır. Bugün, Nadir Güllü’nün babası ve kardeşi Ömer ile birlikte ‘Karaköy Güllüoğlu’ olarak tek şubesi var. Nejat Güllü ise Güllüoğlu markasıyla üretim yapıyor. Baklava ve diğer ürünlerle beraber konsept dükkanlarını dünyaya taşımak hedefiyle yoluna devam ediyor. Faruk Güllüoğlu ise daha başka bir sektörde reçel, helva gibi ürünler yapıyor.

Farkları ne derseniz biri yoğun insan emekli, diğeri makine destekli seri üretim yapıyor. Kullanılan malzemelerin her birinde kaliteli olduğunu düşünüyorum ama bana senin tercihin ne diye sorarsanız ben Karaköy Güllüoğlu’ndaki tamamen el emeği göz nuru baklavaları tercih ederim. Nadir Güllü, çok farklı bir kişilik. Üretimde, pazarlamada, iletişimde, reklamda, basınla ilişkilerde hep o var. Üniversitelerin işletme bölümlerinde marka üzerine dersler veriyor. Yıllar içinde deneyimleriyle oluşturduğu felsefesini anlatmadan duramıyor: “Kontrol edilemeyen güç, güç değildir, bilmediğin işi yapmayacaksın. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.” Karaköy Güllüoğlu'na gittiğinizde kendisini görmeniz yüksek olasılık.

Karaköy Güllüoğlu’nda yufkayla, fıstıkla bademle yapılan hemen her çeşit tatlı ve börek var. Şeker hastaları için ‘Diabak’ light baklavaları ve düşük kolesterollü zeytinyağlı baklava ‘Medibak’ ise kendi geliştirdikleri ürünler. Karaköy Güllüoğlu günlük satışların yanı sıra Four Seasons, Pera Palas, Çırağan gibi otellere ve Feriye, Borsa, Sunset gibi lüks restoranlara baklava türü yufkalı tatlıları sağlıyor. Zaten bu tarz yerlere de Karaköy Güllüoğlu'ndan başka baklava olmazdı :) İmam Çağdaş'ta da yiyen biri olarak benim favorim hala Karaköy Güllüoğlu! Özellikle çikolatalı baklavayı herkese tavsiye ediyorum :) Ama taklitlerinden sakının ve diğer Güllüoğlulları ile karıştırmayın. Eğer Karaköy'e gidemiyorsanız internetten de sipariş verebilirsiniz. Herkese afiyet olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder