Siena dendiği zaman akla ilk olarak İtalyanların "Palio" dedikleri at yarışları geliyor. Bundan uzun uzun bahsetmeden önce biraz şehirle ilgili bilgi vermek istiyorum. Siena, Orta İtalya'daki Toskana bölgesinde 13. yy'dan kalmış ve günümüze kadar dokusunu koruyabilmiş bir şehirdir. Siena , Romus’un oğulları Senius ve Acius tarafından kurulan daracık sokaklardan kocaman bir meydana açılan kırmızı renkli şehirdir. Adını, Romanın kurucuları Romus ve Romulusu emziren dişi kurttan alıyor. Bu yüzden şehrin bir çok yerinde bu dişi kurt heykelini görebilirsiniz. Kırmızılığını ise zeminde bulunan kırmızı topraktan ve bu topraktan yapılan taş binalardan alıyor. Siena'nın tarihi şehir merkezi, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınmıştır. Siena, özel yöresel mutfağı, şehirde bululan sanat eserleri - müzeleri ve ortaçağ görüntüsü ile İtalya'nın en çok sayıda turist çeken şehirlerinden biridir. Şehirdeki Piazza del Campo Meydanı, bu meydanda geleneksel olarak her yıl mahalleler arasında yapılan at yarışlarıyla çok ünlüdür.

Toscana Bölgesine girince tepelerin üzerine kurulmuş ortaçağ şehirleri dikkatinizi çekiyor. Buralar güneyde Romalıların kovduğu Etrüsklerin gelip kurdukları yerleşim yerleridir. Tüflü kayaları oyarak güvenli, Romalıların kolay bulamayacakları yerleşim yerleri yapmışlar. Günümüzde gördüğümüz bu ortaçağ binaları da mağara ve yeraltı şehirlerinin üzerine inşa edilmiş. Siena da bunlardan biri!

Toscana Bölgesine girince tepelerin üzerine kurulmuş ortaçağ şehirleri dikkatinizi çekiyor. Buralar güneyde Romalıların kovduğu Etrüsklerin gelip kurdukları yerleşim yerleridir. Tüflü kayaları oyarak güvenli, Romalıların kolay bulamayacakları yerleşim yerleri yapmışlar. Günümüzde gördüğümüz bu ortaçağ binaları da mağara ve yeraltı şehirlerinin üzerine inşa edilmiş. Siena da bunlardan biri!
Evlerine oldukları kadar geleneklerine de bağlı bir halk Siena'da yaşayan insanlar. Şehirde 17 mahalle (contrada) var. Her mahallenin flaması ve maskot gibi simgesi var; panter mahallesi, salyangoz mahallesi, kaplumbağa mahallesi gibi. Bayrak ve flamalar mahallelerin adını yazar gibi sokak başlarındaki binalara asılıyor. Her yıl "Palio" adı verilen at yarışları düzenleniyor. Bu yarışlarda Toscana’nın 17 bölgesini temsil eden jokeyler, eğersiz atlarla Campo Meydan'ında yarışıyorlar. Başlangıcı Romalılar dönemine dayanan bu yarışta, kimin hangi ata bineceği kura ile saptanıyor. At ve sürücüsü yerel kiliseler tarafından kutsandıktan sonra kostümlü geçit töreni başlıyor, önde yürüyen bayrakçıların gösterileri seyredenleri coşturuyor. Kazanan ipek bir flamayla ödüllendiriliyor ve bu flamayı gelecek yarışa kadar mahallesine asıyor, böylece kimin kazandığı sürekli görülebiliyor. Yarıştan sonra seyirciler çevredeki meyhanelere dağılıyor, içki eşliğinde sabahlara kadar yarıştan söz ediyorlar. Campo Meydanı'ndaki 9 dilim, mahalleleri ve Meryem Ana'nın pelerinini simgeliyor. Yarışlar bu yüzden bu meydanın etrafında yapılıyor. 2 Temmuz'da elemesi ve 16 Ağustos'ta finali olmak üzere iki kere düzenlenen yarış toplamda 3 dakika sürse de hazırlığına haftalar öncesinde başlandığı söyleniyor.
Siena'daki duraklarımızdan biri de gotik mimarinin en güzel ve bütünüyle kalan nadir eserlerinden biri olarak 13. yy'da inşa edilen Duomo yani Siena'nın en büyük katedrali oluyor. Halkın şehir dışından taşıdığı siyah beyaz taşlarla yapılan katedralin dışında bir çok heykel, içerideki duvarlarda ise erken rönesans döneminden kalan görkemli resimler görebilirsiniz. Diğer İtalyan kentlerinin aksine kilise ve yönetim binaları birbirinden uzakta ilgisi olmayan yerlerde. Laik bir yönetim anlayışının, din ve devlet işlerin birbirinden ayrı olduğunun bir göstergesi olmuş bu.

Duomo’yu gezdikten sonra hemen karşısında 1440 yılında inşa edilen Santa Maria della Scala’yı görebilirsiniz. Burası eski bir hastane binası. Duvarlarda o zamandan kalma resimler var. Binada geniş birbirine bağlı uzun odalar ve koridorlar bulunuyor. Aynı zamnada yetim çocuklara da burada bakılıyor. O zamanlar hasta ya da yaralı olanlar da burada tedavi ediliyormuş. Yemeğimizi yiyip gezimize meydandaki Fonte Giaa’nın fotoğraflarını çekerek devam ediyoruz ve daha sonra Mangia Kulesine çıkıyoruz. Şehrin en yüksek kulesinden nefes kesen bir manzara görünüyor ve buradan şehri bir ucundan diğer ucuna kadar seyredebiliyorsunuz. Siena’ya geldiğinizde vaktiniz ve olursa mutlaka bu kuleye çıkın.

Toscana Bölgesi'ne yolunuz düşerse Siena'ya uğramadan geri dönmeyin derim. Turlarla gidenler için genelde ekstra tur olarak seçenek sunuyorlar. Turlardan bağımsız gidenler de Floransa'nın ve Pisa'nın yanına bir gün de olsa mutlaka sıkıştırsınlar Siena'yı, pişman olmazsınız ;) Herkese iyi yolculuklar ve geziler şimdiden :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder